Boşanmada Mal Bölüşümü
Mal Rejimleri
Evlenme ile eşler birbirlerinin mal varlıkları üzerinde söz sahibi olurlar. Mal rejimi, eşlerin malvarlıklarına ilişkin yararlanma, yönetim, tasarruf, üçüncü kişilere karşı sorumluluk, tasfiye halinde malvarlığının dağılımı konularını düzenler. Mal rejimi türleri kanunumuzun sistematiğine uygun olarak iki açıdan tasnife tutulabilir. Bunlardan birincisi yasal mal rejimi – sözleşmesel mal rejimi diğeri olağan mal rejimi – olağanüstü mal rejimi şeklindedir.
Yasal mal rejimi – Sözleşmesel mal rejimi
Yasal mal rejimi, eşlerin aralarında yaptıkları bir sözleşme ile kanunda öngörülen mal rejimi türlerinden birini seçmedikleri durumlarda kanun koyucu tarafından seçilmiş sayılan mal rejimidir.
Sözleşmesel mal rejimi, kanunun tanıdığı yetki ve sınırlar içerisinde eşlerin aralarında akdettikleri bir sözleşme ile kanunda öngörülen mal rejimi türlerinden birini belirlemeleridir. Mal rejimi sözleşmesi tarafların anlaşması ile her zaman kaldırılabilir. Eşler seçtikleri mal rejimi türünü evlenme başvurusu sırasında yazılı olarak bildirebilecekleri gibi daha sonra noterde düzenleme veya onaylama şeklinde sözleşme yoluyla da belirleyebilirler. Eşlerin mal rejimi sözleşmesi yapabilmeleri için kanunda bazı şartlar aranmıştır. Bu şartlar :
1 – Tarafların ayırt etme gücüne sahip olması gerekir. Küçükler için yasal temsilcilerinin rızası gereklidir.
2 – Kanun resmi şekil şartı öngörmüştür. Buradaki şekil geçerlilik şeklidir. Bu bağlamda noterde düzenleme ya da onaylama şeklinde yapılması zorunludur. Taraflar evlenmeden önce de mal rejimi sözleşmesi yapabilirler. Bu durumda hangi mal rejimi türünü seçtiklerini evlenme başvurusu sırasında yazılı olarak evlendirme memuruna bildirmeleri gerekir.
Olağan mal rejimi – Olağanüstü mal rejimi
Kanunda öngörülen olağanüstü hallerden birinin varlığı halinde olağanüstü mal rejimi uygulanır.Hukuk sistemimizde mal ayrılığı olağanüstü mal rejimidir. Doğrudan kanun tarafından ya da hakimin kararına bağlı olarak mal ayrılığı rejimine geçilebilir.
Kanunda düzenlenmiş olağan mal rejimleri ; edinilmiş mallara katılma rejimi , paylaşmalı mal ayrılığı rejimi ve mal ortaklığı rejimidir.
Yasal Mal Rejimi Olarak Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi
Yürürlükte olan 4722 sayılı Türk Medeni Kanunu mülga kanundan farklı olarak mal ayrılığı rejimini değil edinilmiş mallara katılma rejimini yasal mal rejimi olarak kabul etmiştir. Buna göre taraflar sözleşme ile başka bir mal rejimi türü (paylaşmalı mal ayrılığı veya mal ortaklığı) belirlemedikleri sürece edinilmiş mallara katılma rejimi uygulanacaktır. Tarafların mal rejimi sözleşmesini evlenme başvurusu sırasında yapabilecekleri gibi evlenmeden sonra da noter kanalıyla yapabileceklerinden yukarıda bahsetmiştik. Evlenmeden belli bir süre sonra eşlerin akdedecekleri anlaşmayla yasal mal rejimi dışında başka tür mal rejimi (mal ortaklığı, mal ayrılığı ya da paylaşmalı mal ayrılığı) belirlemeleri halinde bu sözleşme hükümleri ileriye etkili olarak sonuçlarını doğurur. Bu konuda tartışmalı olan bir husus eşlerin bu sözleşmeyi evlenmeden itibaren etkili olacak şekilde yapıp yapamayacaklarıdır. Doktrindeki çoğunluk görüşe göre taraflar geçmişe etkili olarak mal rejimi sözleşmesi yapabilirler. Yargıtayın da benimsediği diğer görüşe göre mal rejimi sözleşmeleri ancak ileriye etkili olarak hükümlerini doğurur. Çünkü aile hukuku sözleşmeleri diğer özel hukuk sözleşmelerinden farklıdır. Sözleşme serbestisi ilkesi kamu düzeni gereği oldukça sınırlıdır. Bu yüzden sözleşmede geçmişe etkili olduğuna dair kayıtlar yok hükmündedir.
Yasal mal rejimi türünün yeni medeni kanun ile eski medeni kanunda farklı olması bakımından üzerinde durulması gereken önemli bir husus Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce evlenmiş olan eşler arasında hangi mal rejimi türünün uygulanacağı problemidir. Böyle bir durumda eşler Medeni Kanununun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden itibaren bir yıl içinde kanunda öngörülen mal rejimi türlerinden birini seçebilirler. Eşler herhangi bir seçim yapmazlarsa eşler hakkında 01.01.2002 tarihinden itibaren ileriye etkili olarak yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerli olur. Eşler yeni kanunun yürürlüğe girmesinden itibaren bir yıl içinde yapacakları sözleşme ile edinilmiş mallara katılma rejiminin evlenme tarihinden itibaren geçerli olmasını (geçmişe etkili olarak) sağlayabilirler. Türk Medeni Kanununun yürürlüğe girmesinden önce eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejimi dışında başka bir mal rejimi türü ve açılmış olan bir boşanma davası varsa dava boşanma kararıyla yürürlük tarihinden sonra sonuçlansa dahi eşlerin tabi oldukları mal rejimi hükümleri uygulanır. Davanın red ile sonuçlanması durumunda kararın kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde eşler başka bir mal rejimini seçebilirler. Seçmedikleri takdirde edinilmiş mallara katılma rejimi hükümleri uygulanır. 01.01.2002 tarihinden önce evlenmiş olanlar için sözleşmeyle başka bir mal rejimi türü belirlemedikleri takdirde evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’ nın yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi hükümleri uygulanır.
Edinilmiş mallara katılma rejiminde karının ve kocanın malları edinilmiş mallar ile kişisel mallar şeklinde ayrılır. Sonuç olarak dört farklı malvarlığı kesimi ortaya çıkar.Bu ayrımın pratik sonucu evlilik birliği sona erdiğinde malvarlığının tasfiyesi sırasında edinilmiş malların eşler arasında paylaştırılması kişisel malların ise eşlerin kendi malvarlıkları içinde kalmasıdır. Kanun edinilmiş mallar ile kişisel malların neler olacağını belirlemekle birlikte bazı tür edinilmiş malların kişisel mal sayılması hususunda tarafların anlaşmasına da cevaz vermiştir. Bu tür bir durumda sözleşmesel kişisel mallardan bahsedilir.
Kanuni Edinilmiş Mallar
Evlilik birliği içinde eşlerin belli bir karşılık vermek suretiyle edindiği mallardır. Kanunda edinilmiş mallar örnek olarak sayılmıştır. Bunlar :
1 – Eşlerin bir ücret karşılığı iş görmesiyle elde edilen iktisaplar. Kanunun ifadesiyle eşlerin çalışmasının karşılığı olan edinimler
2 – Sosyal güvenlik, sosyal yardım ve sandık ödemeleri
3 – Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar
4 – Kişisel malların gelirleri
5 – Edinilmiş malların yerine geçen değerler
Kanuni Kişisel Mallar
- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya
- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri
- Manevî tazminat alacakları
- Kişisel mallar yerine geçen değerler
Sözleşmesel Kişisel veya Edinilmiş Mallar
Eşler aralarında yapacakları sözleşme ile kişisel malların gelirlerini ve bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan değerlerin kişisel mal sayılacağını kabul edebilirler.
Yönetim Yararlanma ve Tasarruf
Paylı mülkiyet söz konusu olmadığı takdirde edinilmiş mallara katılma rejiminde eşler malvarlıklarını kanunun öngördüğü sınırlar içerisinde her türlü yönetme, bunlardan yararlanma ve bunlar üzerinde tasarrufta bulunma yetkisine sahiptirler. Paylı mülkiyetteki pay üzerinde ise ancak diğer eşin rızasını almak koşulu ile tasarrufta bulunabilirler.
Mal Rejimi Davası
Mal rejiminin sona erdiği tarih ile tasfiye anı aynı değildir. Mal rejiminin boşanma nedeniyle sona erdirilmesi halinde boşanma davasının açıldığı tarihte edinilmiş mallara katılma rejimi sona erer. Burada dikkat edilmesi gereken husus edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi için bir boşanma kararına gerek olmamasıdır. Eşlerden birinin diğerine karşı boşanma davası açmış olması yeterlidir. Kanun her ne kadar mal rejiminin sona erdiği tarihi boşanma davasının açıldığı tarih olarak öngörmüş olsa da mal rejiminin tasfiyesine gidilebilmesi için mahkemece verilmiş bir boşanma kararı olması gerekir. Bu bakımdan boşanma davasının açılması ile edinilmiş mallara katılma rejiminin askıya alındığını ifade etmek daha doğru olur. Zira boşanma talebini ret kararının kesinleşmesiyle birlikte edinilmiş mallara katılma rejimi boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren yürürlükteymiş gibi hüküm ve sonuçlarını doğurur.
Boşanma davası ile mal rejiminin tasfiye davası aynı dava değildir. Mal rejiminin tasfiyesinin boşanma davası ile birlikte yapılması gerekli değildir. Eşler boşanma kararından sonra da açacakları bir tasfiye davası ile mal rejiminin tasfiyesini talep edebilirler. Evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesi halinde tasfiye talebinin ne zamana kadar ileri sürülebileceği konusunda farklı görüşler vardır. Birinci görüşe göre mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın mali sonuçlarından olmadığı için m.178 deki zamanaşımı süresine tabi değildir. Kanunda buna ilişkin herhangi bir hak düşürücü süre de öngörülmediği için zamansal sınırı dürüstlük kuralı belirler. Diğer görüş, mal rejimi tasfiyesini boşanmanın mali sonuçları olarak kabul eder. Böylece m.178’de öngörülen zamanaşımı süresine tabi tutar. Bu hüküm gereği boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde dava açılmadığı takdirde dava açma hakkı zamanaşımına uğrar.
Tasfiye içi eşlerin malvarlığı kesimleri birbirinden ayrılır. Eşlerin edinilmiş malları ve kişisel malları tespit edilerek denkleştirme yapılır ve değer artış payı alacağı belirlenir. Daha sonra eşlerin birbirlerinden olana değer artış payı alacakları mahsup edilerek katılma alacağı tespit edilir.
Boşanmada Mal Kaçırma
Edinilmiş mallara katılma rejimi eşlerin sahip olduğu edinilmiş malların tasfiye ile eşit şekilde paylaştırılmasını öngörür. Boşanma sürecinde eşler evlilik içerisinde edinilen değerlerin karşı taraf ile paylaşılmasını engellemek amacıyla çeşitli yöntemlere başvurabilirler. Mal kaçırma olarak adlandırılan bu yöntemler muvaazalı satış, bağışlama akdi yapma, olması gerekenden daha ucuza satma, hileli satış gösterme yoluyla başkasına devretme gibi farklı şekillerde ortaya çıkabilmektedir. Boşanma sürecinde eşlerden birisinin mal kaçırma gibi bir davranış sergilemesi, kötü niyetten kaynaklanmakta olup bu tür davranışlara karşı önlemler alınabilir. Mal kaçırma ihtimalinin olduğu durumlarda eş, mahkemeye başvurarak diğer eşin malları üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlayabilme hakkına sahiptir. Yapılan işlemlerin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanacak hakkını azaltmak amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ispatlayarak devir ve temliklerin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı şerhi konulması talebinde bulunulabilir.
Boşanma sürecinde mal kaçırma davranışının engellenmesi için bir diğer çözüm yolu ise ortak ikamet edilen yer üzerindeki malik olan eşin tasarruflarını kısıtlamak amacıyla aile konutu şerhi konulmasıdır. Bu şekilde birlikte ikamet edilen evin satışının önüne geçilebilir. Şerh için tapu sicil müdürlüğüne başvuru yapılır ya da dava sürecinde hakimden talepte bulunulur.
Kanun karşılıksız kazandırmalar için de bir düzenleme getirmiştir. Eşlerden biri diğer eşin rızası olmaksızın üçüncü bir kişiye olağan hediyeler dışında bir karşılıksız kazandırmada bulunduysa eş bunların da edinilmiş mallara eklenmesini talep edebilir. Ancak bunun için karşılıksız kazandırmanın mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde yapılmış olması gerekir